Evrim de Deizm de Bir Hiç Hükmünde Olduğu Gibi İslam Her Zaman Barış Dinidir

Medyatik Analiz
By -
0

Hürriyet’in kıdemli yazarı Ertuğrul Özkök Suşi Külliye mönüsüne girdi...başlıklı köşe yazısında

Deistlere Bir Neden Daha" ara başlığı ile şunları yazmış; 

"NE zannediyorduk...En barışçı din Budizm’dir...Myanmar’da o da yıkıldı.Ne zannediyorduk...
Hinduizm barışçı bir dindir.Hindistan’da o da yıkıldı...Ne zannediyorduk...Müslümanlık barış 
dinidir...Ortadoğu’da o da yıkıldı.Ne diyorlardı...Hıristiyanlık’ta bir yanağına vuruldu mu, ötekini çevirirsin...
O da tarumar oldu....Ne diyorlardı..Yahudilik bir mağduriyet inancıdır...Filistin’de o da yıkıldı...
Tanrı’yla arasına teşkilatlanmış bir din koyan bütün inançlar tek tek sınıfta kalıyor.İnsanlar artık deizme 
yönelmekte haksız mı..."

 Budizm,Hinduizm, Yahudulik ve Hristiyanlık barış dini olduğunu sanırım Özkök’ten başkası zannetmiyordu.Çünkü Ancak hak olan bir din barış dini olabilir.Allah katında da tek bir hak din var o da Rabbimiz son Peygamber olan Efendimiz Hz. Muhammed (Selam ve salat olsun O’na mübarek ailesi ve Ashabına) elçiliği ile bizlere ilettiği İSLAM dinidir. Çünkü Hak din sadece Yaratıcı olan Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını içerir. Sapkın yani Hak olmayan dinlerde ise Yüce Allah’ı tanımayan veya inanmayan asıl “cahil” sıfatı taşıyan insanların  fikir ve hevesatı karıştığı için hak olamaz. Hak olmayan dinler ya cahil insan uydurması sapkın inançlar veya Yahudilik,Hristiyanlık gibi sonradan cahil insan tarafından tahrif edilmiş dinlerdir. Dolayısı 1400 yıl önce Peygamberimiz Hz.Muhammed (Allahumme salli ala Seyidina Muhammed ve ala alihi ashabihi) bize illettiği şeklini muhafaza etmesinden dolayı HAK DİN İSLAM’dır. Yüce Kuran-ı Kerim'de  Ali İmran Süresi 19 Ayettinde : İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı). buyurur mealen "Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir."

Ertuğrul Özkök,  Ortadoğu’da çeşitli “İslami” gruplar arasında yaşanan kanlı çatışmalardan dolayı İslamın Barış dini olduğuna dair düşüncelerinin yıkıldığını söylüyor. İslami sözcüğünü tırnak içine aldım çünkü mevzubahis grupların kendilerini böyle adlandırması veya kendilerini İslam ile bağdaştırması İslamı temsil ettikleri anlamına gelmez. Mesela kendini “İslam Devleti” diye adlandıran İŞİD’in savaş davranışının İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur. Tamamen İslam’a muhalif bir tavır sergilemektedir. İslam’ın savaş hukukuna göre masum çocukların,yaşlıların ve kadınların katledilmesi yoktur. Dolayısı ile bu tür aşırılıklar İslam’a mal edilemez.



Özkök, bir kısım insanların deizme kaymalarında haklı tarafları olduğunu yazmış. Gerekçesi ise barış dini olduğu “zanedilen”  Hinduizm,Budizm,Hristiyanlık,Yahudilik ile birlikte saydığı İslam dininin mensuplarının barışa aykırı fiilatta bulunmaları. İslam dışında diğer dinlerin hak din olmaması sebebi ile bu batıl (sapkın) dinlerden barış ve adalet gibi güzel hasletleri bulundurmaları  beklenemez. İslamın kutsal ve rehber kitabı Kuran-ı Kerim incelendiğinde en azından meal ve tefsiri okunduğunda bolca barış mesajı verildiği görülecektir. Müslüman kimlikli şahıs veya tüzel kişiliğe sahip kurumların barışa aykırı eylemde bulunması  İslam’ın antibarış bir din olduğu anlamına gelmez. Tıpkı kendini dindar olarak tanımlayan kişi ve grupların İslamın onaylamadığı yolsuzluk, israf,ırkçılık,kayırmacılık, tesettürsüzlük, ölçüsüz eğlence , mal ve makam düşkünlüğü gibi kötü hasletlere bulaşması İslama yüklenemeyeceği gibi. Örneğin kendini Hoca diye tanımlayan medya sahibi bir  haddini aşan bir şahıs  kendine ait tv ve sosyal medyada etrafına topladığı fiziken insanların ilgisini çeken erkek  şehevi  hevesatı  çerçevesinde ve cinsel obje olarak ancak “güzel” diye tanımlanabilecek “kedicik” diye isimlendirdiği  yarı çıplak sözde kadın müritleri ile sözde sohbet programları düzenlemekte. Programda bol bol dini literatüre ait kavramlar kullanılmakta. Ara sıra açılan müzik ile kadın “müritlerii” dans ettirmekte. İslamın hiçbir şekilde onaylamadığı bu terbiyesizlik ve edep ölçülerini aşan ahlaksızlık, bu densiz şahıs ve elemanlarının kendilerine her ne kadar dini bir kimlik biçmeye çalışsalar da bu şahıslar ancak sapkın olarak görülürler.Eylemleri hiçbir şekilde İslama mal edilemez.

Deizme konusuna gelirsek içi boş bir kavramdır. Çöken ateizm fikrinin yerini doldurmaya çalışan bir düşüncedir. Ateizm kavramı, İnsanın bir Yaratıcaya inanma ihtiyacından dolayı ve evrendeki tüm olayların ve canlıların bir Yaratıcının varlığının delili olduğuna fikrine varılması ile çökmüştür. Dine mesafeli duran ateizm düşüncesine yakın  insanlar da bir Tanrı’ya inanma ihtiyacını gizleyememiştir. Ancak belki de dinin getirdiği yükümlülüklerden “kurtulma” belki de daha “özgür” davranabilme isteğinden dolayı Tanrı’nın varlığını kabul ettikleri halde peygamber ve kutsal kitap kavramlarını benimsememe yoluna gidip deizmi benimsiyorlar. Ancak bu tür düşüncenin müşrik düşüncesinden farkı olmadığı için dünyada bir Tanrıya inanma ihtiyacını gideriyor olsa da - Allah bilir- ahirette bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü Allah iman şartları içerisinde Peygamberlere ve Kitaplara İman Şartını da koymuştur. İman şartlarından birini inkar eden iman etmemiş gibi olur.

İnanç planında  deizm temeli olmayan bir kavramdır. Çünkü insan her zaman bir rehbere ihtiyaç duyar. Bu bazen bir öğretmendir bazen bir kitap. Peygamber ve peygamberin varisleri alimler öğretmen vazifesini gördükleri gibi Kuran-ı Kerim de bir rehber kitap hükmündedir. İmtihan sırrı gereğince Allah’ın   tüm insanlara  dünyada iken açık açık görünmesi veya konuşması -cümlemde haddimi aşıyorsam estağfurullah – imtihana ve insanın dünyada varoluş sebebine aykırı olduğundan Allah kulları arasından diğer kullarına rehberlik etsinler diye  seçkin kullarına peygamberlik gibi özel bir görev verir ve kutsal kitap verir.Diğer kulların imtihanı burda başlar. Sonuçlarına katlanmak üzere tercih haklarında kendilerine verilir. 

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)